İDEAL BEN, KÖTÜ BEN, GERÇEK BEN
İnsanın içinde kabaca üç tane kendi (ben) vardır. Ön planda olan ve büyük payı alan kısım İnsanın kişiliğini şekillendirir. Bu üçlü arasındaki denge bozulduğunda yaratıcı olmayan kaygı yaşanır.
Olmak istediği kendi (ideal ben):
Bu çocukluğunda yapamadığı, ulaşamadığı,eksikliğini hep hissettiği şeydir. Şu anki mutsuzluğunun ve eksik hissetmenin nedenidir. Öncelik ve büyük pay bu parçada olursa; kişi kendinin ve yakınlarının ölçüsüz ve acımasız değerlere sahip olmasını ister. Bu karşılanamayacak bir ölçüsüzlük, ezici bir acımasızlıktır. Gerçekleşmesi mümkün olmayan dolayısıyla da gerçekleştiremeyen bu değerleri, kişi kendi gerçekleştiremeyince çocuğundan bekler hale gelir. "Ben yapamadım o yapacak", "Ben mutlu olamadım, o mutlu olacak", "ben okuyamadım o okuyacak", "ben dans edemedim o edecek". Bir sürü örnek. Bu beklenti çocuğa aktarıldığında, çocuğun geleceği bloke olur. Geçmiş tamamen gelecek olur. Çocuk ebeveynini mutlu etmek için, kendinin değil, bir önceki neslin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Sahiplenilmeyen geçmiş gelecekle onarılmaya çalışılır. Bu durum nesiller boyu aktarılır.
Olmak istemediği kendi (ben):
Kötüyü içinde kabullenmek yerine dışarıya yansıtmak insanın sık kullandığı bir savunma mekanizmasıdır ve beğenilmeyen taraflar dışarıda aranır. Ötekine yapılan orantısız eleştirinin altında kişinin olmak istemediği ama içinde var olan kısmının etkisi vardır. Yani kabullenilmeyen kötü dışarıda aranır. Sık rastlanan örnekler, dede oğlunun iyi bir baba, anneanne kızının iyi bir anne olmadığından yakınır. İçindeki kötü kısmı, kendi oğlu ya da kızında görür ve kıyasıya eleştirir.
Olan kendi (ben):
Burada sınırlar ve sınırlılıklar bilinir. Kişi nelere sahip olduğunu ve neleri yapamayacağını bilir. Doğal olanı kabul eder. Her şey karşıtıyla vardır inancıyla özüne ait iyiyi görüp kabullendiği gibi kötüyü de görüp kabullenir. Yapamayacakları mutsuz etmez. Şikayetçi değillerdir. Yapabilecekleri için eyleme geçerler. Yapıyor olmak mutlu eder ve kişi özüyle barışıktır. Olan beni olduğu gibi kabullenmenin karşılığı tevekküldür.